25 Temmuz 2016 Pazartesi

Genç, güzel ve sağlıklı kalmanızı sağlayacak 3 sır

Sürekli peşinde olduğumuz ağzımızdan düşmeyen kelime anti - aging. Peki, yıllar ilerlerken genç kalmak mümkün mü? 

Dış güzelliğimizi aslında iç güzelliğimize borçlu olduğumuzu vurgulayan Biyolog-Kozmetolog Pervin Bulgak, mükemmel bir makine olan vücudumuzun genç, güzel ve sağlıklı kalmasını sağlayacak 3 sırrı içeren anti-aging planı uygulamayı öneriyor.

Uyku
Uyku, evet düzenli ve zamanlı uyku gençlik pınarıdır. Vücut gece melatonin salgılar ama sadece karanlıkta. Bizler zamanı kaçırmamak için koştururken zamanı durduracak olan anahtarı es geçiyoruz. İnsan vücudu gece karanlıkta saat 11.00–05.00 ( bazı kaynaklar bunu 03.00 olarak veriyor) arasında melatonin salgılar. Bu salgı hücrelerimizin yenilenmesini, biyolojik ritmin düzenlenmesini ve kendini korumasını sağlar. Işıkları kapatıp yatalım, kanserden korunup, genç kalalım.

Maya
Biraz maya alalım. Maya yüzde 50 oranında protein, B grubu vitamin, demir, krom, magnezyum, fosfor, çinko ve selenyum gibi mineraller içerir. Pek çok ülkede sağlık ve güzelliğe yaptığı katkılardan dolayı tablet olarak da piyasaya verilmiştir. Maya karaciğeri temizler, stres attırır ve ceninin gelişimine katkıda bulunur. Mayadaki zengin B9 vitamini (folik asit) hamilelerde çok sık rastlanan anemiyi önler ve yeni hücrelerin (plasenta gibi) üretimini uyarır. Yüksek dozda protein içeren maya, cilt dokularının yeniden yapılanmasını sağlar. Cildin daha güzel ve pürüzsüz görünümüne kavuşmasına yardımcı olur. Protein, cildin oksijen almasını sağlayıp beslenmesine katkıda bulunur. Mayalı ürünleri tüketebilir, tablet olarak kullanabilir veya bir tatlı kaşığı sütle yumuşatıp açarak, bir bardak suyun içine karıştırıp her gün sabah kalvaltıdan sonra içebilirsiniz.

Zeytinyağı
Zeytinyağı, hücre yenilenmesini hızlandırır. Güçlü bir antioksidandır, Alzheimer hastalığının ilerlemesini önler ve kanser önleyicidir. Hamilelik dönemimde kullanımı önemlidir bebeğin zekâ gelişimini arttırır. Yaşlanmayı önler. Bakalım mutfağımızdaki bu altın sıvı başka neler yapar.

• Cilde ve saça inanılmaz güzellik katar. Kuru cildi canlandırır, kırışıklıkları azaltır. Zeytinyağı cildi yumuşatır ve esnek, pürüzsüz bir görünüm verir.
• Uzun süre ayakları üzerinde kalanlar için müjde: Zeytinyağı yorgun ayakları dinlendirir ve canlandırır. Zeytinyağının mükemmel yumuşatma ve nemlendirme kapasitesi vardır. Çatlak ve kuru ayakları tedavide birebirdir.
• Vücut masajı zeytinyağı ile yapıldığında kan dolaşımını artırır ve dokulara oksijen taşır.
• Zeytinyağı sabunu doğal, saf bir temizleyicidir ve vücudu nemlendirir. Yumuşatıcı ve rahatlatıcı etkisi sayesinde cildi ve saçları temizlerken yumuşatır, nemlendirir. Aynı zamanda her tür hassas cilt için bile güvenlidir.
• Zeytinyağı tıraş edilecek bölgeyi yumuşatma ve rahatlatmada birebirdir.
• Kurumuş ve çatlamış dudak için merhem olarak kullanılabilir.
• Kurumuş saçların dayanıklılığını ve esnekliğini artırır.
• Saçtaki kepeği ve dökülmeyi engeller. Saçı parlatır.
• Tırnakları güzelleştirir ve güçlendirir.
• Banyo suyuna katıldığında canlandırır ve yumuşaklık sağlar.
• Zeytinyağı ile doğum çatlakları azaltılabilir.
• Emzirenler için en iyi göğüs ucu bakımı zeytinyağı ile yapılır.
• Bebeklerde oluşan pişiğe ve başlarındaki konak problemlerine çok iyi gelir.
• Bebeğe zeytinyağı ile uygulanan masaj sağlıklı ve canlandırıcıdır.
• Ellerdeki, derideki veya saçtaki boyayı çıkarmakta kullanılır.
• Soğuktan donmaya karşı koruyucudur.
• Kesiklerde ve su toplanmasında faydalıdır. Acılı güneş yanıklarında kızarmış deri zeytinyağı ile ovularak rahatlatılabilir.
• Kuru ve çatlak ciltlere yararlıdır.
• Kas kramplarını tedavi eder.
• Sivrisinekler zeytinyağı sürülmüş cildi ısırmazlar.
• Keneleri etkisiz hale getirir.

Yazın Burun Estetiği Yapılır mı?

Yaz mevsiminde en fazla merak edilen ve cevap aranan estetik cerrahi ile ilgili sorularının başında, bu mevsimde burun estetiğinin yapılıp yapılmayacağı geliyor.

Estetik , Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: "Yaz mevsiminde tatilden faydalanarak ve üstelik yenilenerek hayatlarına devam etmek isteyen pek çok hastamız oluyor. Fakat kafalarında, yaz mevsiminde estetik yapılıp yapılamayacağı sorusu var. En fazla talep edilen cerrahi uygulamanın burun estetiği olduğunu düşünürsek, özellikle burnundan memnun olmayanların birincil suali bu oluyor".

Güneşten koruyun yeter

"Estetik International kliniklerimizde burun estetiği için farklı tekniklerimiz var. Söz gelimi Basit Burun Estetiği olarak isimlendirdiğimiz, daha çok burun ucuna müdahale edilen ve burnun yukarı kaldırılmasını sağlayan operasyonda, birkaç gün dikkat ederek iyileşme döneminizi geçirebiliyorsunuz. Ayrıca burun ameliyatlarında belli bir süre gözlük kullanımını kısıtlamak ve güneşten korunmak gerekiyor. Bu koşulları sağladığınız takdirde, burun estetiği olmanızda herhangi bir sakınca yok" diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, yaz mevsiminde de burun estetiği yapılabileceğini açıkladı.

Sınır ötesi hasta, yaz mevsimi tercih ediyor

Sağlık turizmi ile gelen yabancı hastaların özellikle yaz mevsiminde burun estetiği yaptırmaya sıcak baktığını söyleyen Cihantimur " Sınır ötesi hastalar iş programlarını ayarlayarak hem tedavi oluyorlar, hem de tatil yapıyorlar. Onlara da aynı ifadeyi kullanıyoruz. Geniş bir şapka kullanarak, hem güneşin zararlı ışınlarının, operasyon sonrası burun derisine dik açıyla gelmesini engelliyorlar, hem de gözlük kullanmaya gereksinimleri kalmıyor. Yapılan operasyona göre, ertesi gün taburcu ediliyorlar ve sonrasında tatillerini yapıyorlar. Ülkelerine döndüklerinde ise, yenilenmiş bir şekilde hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Bu yüzden yazın burun operasyonu yapılmaz diye bir kural yok, koruduğunuz ve dikkat ettiğiniz sürece son derece olumlu bir iyileşme dönemi yaşayabilirsiniz" ifadesinde bulundu.

Türk kadınları eski kozmetik ürünü kullanıyor

Araştırmalara göre sadece 4 kadından 1'i makyaj malzemelerinin son kullanma tarihine dikkat ediyor. Hatta süresi geçtikten sonra 6 yıl kullanma devam ediyor. Kadınların en uzun süre kullandığı kozmetik malzemelerinin başında göz farı geliyor.

Her şey gibi makyaj malzemelerinin de bir kullanım süresi var. Ancak yapılan araştırmalara göre sadece 4 kadından 1'i makyaj malzemelerinin son kullanma tarihlerine dikkat ediyor. Hatta süresi geçtikten sonra 6 yıl kullanma devam ediyor. Kadınların en uzun süre kullandığı kozmetik malzemelerinin başında göz farı geliyor. Normalde göz farının kullanım süresi 1 yıl, ancak Avrupa'da bu oran 6 yıl uzuyor! 2 yıllık ruju 4 yıl, 1 yıllık fondöteni 3 yıl kullanan kadınlar sağlıklarını riske attıklarını bilmiyor. 6 aylık kullanım süresi olan maskara ise genellikle 2 yıl boyunca makyaj çantasındaki yerini koruyor. 2 yıllık pudralar ise 3 yıl kullanılıyor.

Oysa tarihi geçen kozmetik malzemelerinin yol açtığı bakteriler ve toksinler çok ciddi hastalıklara yol alabiliyor. Örneğin tarihi geçmiş bir göz kalemi ya da fondöten ciddi enfeksiyonlara neden oluyor.

PAO İŞARETİNE BAKIN
100 yıllık İtalyan kozmetik markası Deborah Milano marka müdürü Aylin Öztürk, kadınların makyaj malzemelerini atmaya kıyamadığına dikkat çekiyor. 'Kadınlar gıdada kullanım süresine dikkat ediyor. Örneğin sütün tarihi geçmişse hemen atıyor. Ancak söz konusu kozmetik malzemeler olduğunda genellikle kullanım süresine dikkat edilmiyor. Bir kozmetik malzemesini atarken 2 kere düşünüyor. Oysa kullandığınız kozmetik ürünler de tükettiğiniz gıdalar kadar fresh ve taze olmalı' diyor.

Ürünlerin son kullanım tarihleri ambalajları üzerinde belirtiliyor. Başka önemli bir nokta ise açıldıktan sonra ürünü kullanabileceğiniz süreyi gösteren PAO (Period After Opening yani açıldıktan sonraki raf ömrü) işareti. Bu işaret kapağı açık kavanoz resminin içinde sayı ve "M" harfinden oluşuyor. Kavanoz şeklinin içinde "3M" yazıyorsa bu ürünün açıldıktan sonra 3 ay içinde tüketilmesi gerektiğini gösteriyor.

2 HAFTADA 1 YIKAYIN
Kozmetik ürünlerinin tıpkı kıyafetler gibi düzenli olarak temizlenmesi gerektiğini belirten Aylin Öztürk, kozmetik ürünlerin ömrünün uzatılması için de şu tavsiyelerde bulunuyor:

*Fırçaları 2 haftada bir yıkayın. Süngerleri ise her kullanımdan sonra mutlaka yıkayın.
*Kullandığınız ürünü açık bırakmayın. Kapağını mutlaka sıkı sıkı kapatın.
* Fırçaları nemli havlu gibi yerlerin üzerine bırakmayın.
*Ürünler, aşırı sıcağa maruz kalmamalı. Aynı zamanda kozmetik ürünleri, banyo gibi nem oranının yüksek olduğu yerlerde de bırakılmamalı.
*Göz kalemlerini düzenli olarak kalemtıraş yardımıyla açın. Böylece üzerinde bakterilerin oluşumunu ve olası göz enfeksiyonlarını engellemiş olursunuz.
*Kozmetik malzemelerini kullanmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayın.
*Kozmetik malzemelerinizi başkalarıyla paylaşmayın.
*Rengi ve kokusunda değişiklik fark ettiyseniz hemen atın.
*Ürünü en son ne zaman kullandığınız hatırlamıyorsanız, bir daha kullanmayın.

Hangi ürünün ömrü ne kadar?
Oje: 36 ay
Göz farı: 12 ay
Ruj: 24 ay
Maskara: 6 ay
Fondöten: 12 ay
Allık: 18 ay
Eyeliner: 6 ay
Göz kalemi: 24 ay
Kapatıcı: 8 ay
Pudra: 24 ay
Dudak kalemi: 1 yıl

Bozulduğu nasıl anlaşılır?
Fondöten: Kıvamı eskiye oranla daha koyudur, uygularken topakçıklar oluşur, renginde ve kokusunda değişiklikler meydana gelir. Fondöteninizin uzun ömürlü olmasını istiyorsanız her kullanımdan sonra ağzını silin ve sıkıca kapattığınızdan emin olun. Fondöteni ışıklı, sıcak ve nemli ortamlarda bırakmayın.
Rimel: Kurur ve zor sürülür. Kadınlar genellikle kurumuş rimeli sulandırarak kullanmaya devam eder. Göz sağlığınız için kurumuş bir rimeli asla sulandırarak kullanmayın.
Ruj: Renk ve kokuları değişir, yumuşar ve yağlanır. Rujlarınızın daha uzun ömürlü olmasını istiyorsanız aşırı sıcak ve soğuk ortamlardan uzak tutun.
Oje: Akıcılığını yitirip koyulaşır, renk verici madde solüsyondan ayrılıp şişenin dibine çöker, rengi değişir, parlaklığını yitirir. Her kullanımdan sona şişenin ağzını asetonla temizleyin.

Kök hücreyle gelen gençlik

Yağ enjeksiyonu, son yıllarda adını fazlaca duyduğumuz, kişinin kendi vücudundan alınan yağların bazı işlemlerden geçirilerek, sorunlu bölgelerle enjekte edilme yöntemidir. 

Cihantimur Yağ Transfer sistemi ise, klasik yağ enjeksiyonlarından farklı olarak, hücre yenileyici özelliği ile ameliyatsız güzelleşmek isteyenlere daha kalıcı ve canlı bir konfor sağlıyor, kısaca bölgesel yağlanma baş tacı ediliyor.

Yağ enjeksiyonu bugün sadece yerçekimi ve yılların etkisiyle oluşan yüz bölgesi sorunlarında değil, beden üzerinde form kaybı yaşayan, diriliğini ve canlılığını kaybeden her alana uygulanabiliyor. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, soyadıyla anılan tekniğin ayrıntılarını anlattı: " Cihantimur Yağ Transfer sistemi, diğer yağ dolgu işlemlerine göre daha kalıcıdır. Kişinin kendi bedeninden, özellikle bölgesel yağlanma alanlarından aldığımız yağ hücrelerini, kapalı lipokid sistemiyle biriktiriyor ve sonrasında uygulama yaptığımız alana enjekte ediyoruz. Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ dokusu, bu sistem sayesinde canlı kalarak, transfer edilen alana ve dokulara çok daha iyi uyum sağlıyor.

Dokununca doğal bir his veriyor ve canlılık oranı çok daha fazla olan kök hücreler, uygulanan yerde gelişimini devam ettiriyor. Ayrıca hasta bu sayede bölgesel yağlanmadan da kurtulmuş oluyor" dedi.

Cihantimur Yağ Transfer Sistemi ve Kök Hücre

Ameliyatsız, kesisiz bir uygulama olan Cihantimur Yağ Transfer sisteminin lokal anestezi veya hafif uyku veren sedasyon anestezi altında yapıldığını söyleyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, ince uçlu iğneler vasıtasıyla yapılan işlemin, uygulama alanına göre ortalama yarım saat içinde tatbik edildiğini söyledi: " Bazı yağ hücreleri dokuya uyum sağlayamadığı için vücuttan atılır. Dolayısıyla enjekte edilen hücrelerin %20- 30 'u civarında kayıp olur. Cihantimur Yağ Transfer sisteminde kök hücreler canlı kaldığı için bu kayıpları yaşamıyoruz ve çok daha fazla canlı doku toplayabiliyoruz" diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, " Yüze aşırı yağ enjeksiyonu yapılması çirkin, doğal olmayan görüntülere, şişkinliğe sebep oluyor, bu sebeple bunun için deneyimli, ince işçilik yapan doktorları tercih etmeni öneriyorum" ifadesinde bulundu.

Bölgesel yağlanmaya son

Sadece Estetik International kliniklerinde uygulanan Cihantimur yağ transfer sistemi, yüz germe, meme büyütme, çarpık bacak düzeltme, kaza sonrası deformiteleri giderme, kalça kaldırma ve dudak kalınlaştırmada da tercih ediliyor.

Yazın Cildinize Işıltı Katacak Öneriler

Zararlı güneş ışınları, hava kirliliği, sigara ve çevresel faktörler her geçen gün cildinize hem zarar veriyor hem de hızlı bir şekilde yaşlanmasına neden oluyor. Ancak yüzünüzün doğal ifadesini bozmadan, cildinize gençliğin ışıltısını yeniden kazandırmak mümkün. 

Memorial Wellness Kozmetik Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar, sağlıklı bir cilde sahip olmak için tavsiyelerde bulundu.

Somon DNA'sı ile yaşlanmayı durdurun
Tüm bu korkutucu süreçlerin önüne geçmek için koruyucu ve yineleyici, anti-aging tedavi modelleri geliştirilmiştir. Bu tedavi seçenekleri arasında Somon DNA'sının ayrı bir yeri bulunmaktadır. Somon DNA'sı, stres, hava kirliliği, sigara, alkol ve güneşin zararlı ışınları ve geçen yılların ciltteki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir tedavi yöntemidir.

Somon balığı sütünden elde edilen Somon DNA'sı ile yapılan uygulamalarla, yaşlanmanın kanıtı olarak ortaya çıkan kırışıklıkların önüne geçilebilir. Cildin yaşlanmasını durduran etkisiyle ön plana çıkan Somon DNA'sı ile uygulanan yüz gençleştirme yöntemi kırışıklıklar için mucizevi bir çözümdür.

C vitamini lekelenmeyi önlüyor
Vücut sağlığı için olduğu kadar cilt sağlığı için de önemli olan C vitamini güçlü antioksidan içeriği nedeniyle çok önemlidir. Antioksidan özelliğinin yanı sıra çok etkili bir yaşlanma karşıtı bileşendir. Cildin gençliğini ve esnekliğini sağlayan kollajen üretiminde çok önemli bir role sahiptir. Yaşlanma, güneşe maruz kalma, sigara içme gibi nedenlerle ciltteki C vitamini giderek azalır. C vitamininin azalması kollajen üretiminin düşmesine neden olur. Kollajen yapısının zayıflaması kırılmalara, dolayısı ile kırışıkların oluşmasına neden olur. Cildi serbest radikallere karşı ve güneşin zararlı etkilerine karşı korur. Dış etkenlere karşı güçlendirir. Özellikle güneş dolayısı ile ciltte oluşmuş lekeleri ve yaşlılık lekelerini giderir. Cildin rengini açarak daha aydınlık ve parlak görünmesini sağlar. C vitamini, kollajen sentezini artırarak cildin sıkılaşmasını ve elastikiyet kazanmasını sağlar. İnce çizgi ve kırışıkları giderir ve bunların oluşumunu yavaşlatır.

Havyar bakımı cildi gençleştiriyor
Lüks bir tüketim maddesi olarak anılan havyar son yıllarda kozmetik alanda da kullanılmaktadır. İçerisinde bir canlıyı oluşturabilme potansiyeli taşıdığından çok zengin bir protein, fosfolipid, mineral ve vitamin kaynağı olan havyar, bu özelikleri sayesinde çok etkili bir anti-age bileşendir.

• Havyarın içeriğinde bulunan fosfolipid; cildi nemlendirir; kuruma nedeniyle oluşan pürüzlü yapıyı gidererek cildin daha pürüzsüz, parlak ve güzel görünmesini sağlar.
• Protein cildi besler, onarır ve güçlendirir; cildin yenilenmesini, sıkılaşmasını ve elastikiyet kazanmasını sağlar. Mimik çizgileri ile kırışıklıkları gidermeye yardım eder, yaşlanma etkilerini azaltır.
• Mineraller ve vitaminler ise cildi serbest radikallere karşı korur ve anti-oksidan etki sağlar, kolajen ve elastin üretimini destekleyerek cilt yüzeyini güçlendirir, kırışıklıkları azaltır ve yaşlanmayı geciktirir.

Mücevheratın gözdesi elmas cilde ışıltısını veriyor
Kuyumcularda kadınların gözdesi olan elmasın, tıp alanında olağanüstü güçleri ve mucizevi etkileri olduğu bilinmektedir. Saflığın ve mükemmelliğin temsilcisi olan elmasın cilt içinde faydaları bulunmaktadır. Birçok bilimsel çalışma elmasın vücuttaki bazı organlar ve genel sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Elmas, vücut ısısını dengeler, enfeksiyonları azaltır, metabolizmayı canlandırır, kan dolaşımını düzenler ve birçok cilt sorunlarının düzelmesine yardımcı olur. Alternatif Tıpta ise elmas, vücuttaki enerji merkezlerini güçlendirmek için kullanılmaktadır. Elmas, zengin mineral içeriği sayesinde cildi farklı etkenlere karşı korur ve güçlendirir. Bu özelliklerinin yanı sıra; cilt yüzeyindeki ölü tabakanın zarar vermeden soyulmasını sağlar. Lekeli ve kalınlaşmış tabakası soyulan cilt, bu sayede daha pürüzsüz ve aydınlık olarak pırıl pırıl bir görünüm kazandırır. Cilt yüzeyindeki ince çizgi ve kırışıklıkları azaltır. Cildin elastikiyetini arttırır, toparlayıcı ve sıkılaştırıcı etki yapar.

Cilt için doğru beslenin
Her çeşit sebze ve meyve aslında cilt dostudur. Yoğun E vitamini içermesi nedeniyle özellikle domates listenin başında yer almaktadır. E vitamini açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler de domatesle birlikte listenin üst sırasında bulunmaktadır. C vitamini açısından zengin olan greyfurt ve portakal da domates gibi cilt için çok faydalıdır. Tüm bunların yanı sıra vücudu protein açısından da beslemek şarttır. Yumurta, süt ve özellikle kefir gibi ürünler de cilde ciddi derecede faydalıdır. Özellikle kefirin günde bir bardak tüketmesi cilde büyük fayda sağlayacaktır. Uzun vadede ciltte olumlu anlamda değişiklikler görülecektir. Kefirin düzenli kullanılmasıyla birlikte cilt eskiye nazaran çok daha parlak ve sağlıklı bir görünüm almaya başlayacaktır. Kefirin içinde bulunan bakteriler bağırsakları düzenleyerek gıdaların doğru emilmesini sağlar. Bunların yanında yeşil elma ve bol su tüketmek parlak ve pürüzsüz bin cilt için olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır.

Vücut güzelliğiniz için yaza şimdiden hazırlanın

Yaz mevsiminde daha ince ve daha kısa kıyafetler giyilmesi bir takım sorunların fark edilirliğini arttırıyor. Bu sorunların çözülmesi ve iyileşme için yeterince vakit kazanılması açısından Eylül ayından itibaren estetik ameliyatlarda artar. 

Estetik amaçlı ameliyatların kış aylarında yapılmasının daha doğru olduğunu vurgulayan KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Güden Avcı; bu sayede ameliyat sonrası güneşin zararlı etkilerinden ve sıcağın sebep olabileceği komplikasyonlardan kaçınmanın mümkün olacağını belirtiyor.

Yaz mevsiminde daha ince ve daha kısa kıyafetler giyilmesi bir takım sorunların fark edilirliğini arttırıyor. Bu sorunların çözülmesi ve iyileşme için yeterince vakit kazanılması açısından Eylül ayından itibaren estetik ameliyatlarda artış görülür. Yaz aylarında estetik ameliyat yapılmaz genellemesi artık kabul edilmese de, daha çok ameliyat zamanlamasında tercih kış aylarıdır. Ameliyattan sonra bir buçuk ay güneşten kaçınmak önemlidir. Ödemin geçmesi ve morlukların yok olması için bu zaman gereklidir. Yaz aylarında kanama ve enfeksiyon olasılığı artabilmektedir.
Yüz bölgesi estetik ameliyatları olan; yüz germe, kaş kaldırma, alın germe , göz kapağı estetiği, boyun germe, burun estetiği, kepçe kulak ameliyatları kış aylarında yapılmalıdır. Kıyafetle kapatılması mümkün olmayan bir bölge olduğu için ameliyat sonrası oluşan ödem ve morlukların güneşli ve sıcak mevsime dek iyileşmesi gerekmektedir. Sıcak aylarda, ödemin iyileşmesi daha fazla zaman alır . Morluklar güneş ışığıyla fazla maruz kalırsa kalıcı lekelenmelere sebep olabilir.

O nedenle güneşin etkisi çok olmayan aylarda bu ameliyatların yapılması uygun olur. Göz çevresi çok çabuk ödem olan bir yapıya sahiptir. O nedenle ameliyat sonrası soğuk kompres uygulaması önemlidir. Göz kapaklarında sarkmaların düzeltilmesi, torbalanmaların alınması için doğru zamanlama kış aylardır.

Yine yaz aylarında kişilerin hayat kalitesini artıran ve hastanın istediği kıyafeti, bikini/ mayo seçmesini sağlayan ameliyatlardan olan meme estetiğinin kış aylarında yapılması yaza hazırlık olarak görülebilir. Aşırı büyük memeler kıyafet seçimini kısıtlamanın yanında meme altında yaralar açılmasına, kötü kokuya, sırt ve omuz ağrılarına sebep olabilir. Meme küçültme ameliyatı ile bu sorunlar çözülür. Meme dekoltesini zenginleştirmek ve desteksiz sutyen/bikini kullanabilmek için meme büyütme ve meme dikleştirme ameliyatları yapılabilir. Kışa aylarında bu meme ameliyatları yapıldıktan sonra yaz mevsimine dek iyileşme için zaman yeterince vardır. Erkeklerde, meme bölgesindeki fazlalıklar yaz mevsiminde denize/havuza girerken sorun olmaktadır.

Erkekte meme büyüklüğü olan jinekomastinin düzeltilmesi genelde kış mevsimde yapılır ve ameliyat sonrası özel bir korse giyilmesi gereklidir.

Vücuttaki fazlalıkların düzeltilmesi için yapılması gereken karın germe, liposuction(lazer lipoliz), bacak germe, kol germe gibi ameliyatlar için kış mevsimi idealdir. Çünkü bu ameliyatlardan sonra hastanın korse tarzında özel kıyafetler giymesi gereklidir. Bu korseleri yaz mevsimde giymek sorun olabilir.

Bacaklardaki selülitlerin giderilmesi için yapılası gereken liposuction ve ek tedaviler için de kış mevsimi uygundur. Böylece yazın kısa kıyafetler ve çorapsız olmak sorun olmaktan çıkar. Diz içi ve diz bölgesi yağlanması için yapılması gereken liposuction, çarpık bacak sorunları ve diz altı bölgenin orantısız inceliğinin düzeltilmesi için yapılması gereken protez ve/veya yağ enjeksiyonu ameliyatlarının da kış mevsiminde yapılması uygundur. Çünkü bu ameliyatlardan sonra da özel korseler ve çoraplar giyilmesi gerekebilmektedir.

Hem sağlığınızdan hem de paranızdan olmayın

Kozmetik sektöründeki baş döndürücü gelişmeler son yıllarda yüzlerce farklı ürünün raflarda yer almasın beraberinde getirdi. Ancak güvenilirliği ve etkinliğinden emin olmadan kullanılan kozmetik ürünler güzelleşmek bir yana, ciddi sağlık sorunlarına bile neden olabiliyor. 

Bir süre önce Sağlık Bakanlığı tarafından da güvenilir olmadıkları gerekçesiyle toplatılarak mercek altına alınan kozmetik ürün kirliğiyle ilgili Liv HOSPITAL Dermatoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Gonca Gökdemir, “Güzelleşmek isterken hem sağlığınızdan hem de paranızdan olmayın. Doğru ve güvenli olmayan kozmetik ürünler, ciddi sağlık sorunlarına yola açabiliyor. Kozmetik ürün kullanmadan önce mutlaka bir dermatoloğa danışarak karar verin” diyor.

Yanlış kozmetik cildi bozuyor

Yanlış kozmetik ürün seçiminin ciddi alerjik reaksiyon, akne, egzama ve renk değişikliği gibi yan etkilere neden olabileceğine dikkat çeken Doç. Gökdemir “Cilt tipi, yaş ve yaşam koşulları ürün seçiminde büyük önem taşıyor.

Kozmetik ürün yalnızca yüze sürülen ürün değildir, makyaj malzemeleri, saç boyaları, parfüm, tırnaklar için kullanılan birçok ürünün de kozmetik olduğunu unutmamak gerekli. Kozmetik ürünlerden gerçek anlamada faydalanabilmek için kişisel ihtiyaçların bir uzman tarafından belirlenmesi gerek. Kişinin cildinin çok hassas olduğu durumlarda daha tedaviye yönelik kozmetik ürünler kullanması gerekir. Bu tip dermo kozmetik ürünler ise mutlaka bir dermatolog tarafından önerilmeli rastgele satın alınarak kullanılmamalıdır” diyor.

Kozmetik ürünlerin içerdiği maddelere dikkat

Kozmetik ürünlerin içinde en fazla alerjik reaksiyon; koku maddeleri, paraben ve katernium15 gibi koruyucu ve boyar maddeler neden oluyor.
Dermo-kozmetik ürünler hangi durumlarda kullanılmalı
Hassas cilt tipine sahip olanlar
Alerjik ve cilt egzamalarına eğilimli kişiler
Tahriş egzaması olanlar
Kuru veya yağlı cilt tipleri
Akne problemi olanlar
Güneşe karşı hassasiyeti olan kişiler

24 Temmuz 2016 Pazar

Meyveler gerçekten cildinizi güçlendirebilir ve sıkılaştırabilir mi?



Meyveler gerçekten cildinizi güçlendirebilir ve sıkılaştırabilir mi? Kesinlikle! Bu sizi şaşırtabilir, çünkü hepimiz birçok krem alıp paramızı daha sıkı ve sağlam bir vücuda sahip olmak için güzellik ürünlerine harcamaya alışığız.
Peki ya sonra? Bu yalnızca bu meyve listesinden meyve yemenin yeteceği anlamına mı geliyor? Aslında öyle değil. Gerçekte, dengeli beslenmeli ve hayatın tüm evrelerinde cildiniz için gereken kolajen ve besin maddelerini sağlayan tüm gıdaları daha çok yemelisiniz.
Siz yine de yüz kremlerinizi kullanmaya devam edebilirsiniz. Ancak, etkilerini arttırmak için “cildinizi” içeriden beslemeniz gerekmektedir. İşte burada bu meyveler gün boyunca en iyi yardımcınız olarak devreye girerler.
1. Portakalda bulunan C vitamininin gücü
Hangi meyvenin içinde cildinizi güçlendiren C vitamininden en çok bulunur? Portakal. Portakal ayrıca sabahları bir bardak ılık limonlu su ile yenmeye de çok müsaittir. Bu sayede vücut toksinlerden arınır ve bol miktarda vitamin ve antioksidan almış olur.
Portakal ve limonda bulunan C vitamini aynı zamanda yaşlanmayı da önler. Bu sayede, vücut demir ve kalsiyumu daha iyi alabilir. Tek sorun, çözünür olmasıdır; yani C vitamini suda çözünür. Bu sebeple idrar yoluyla kaybolabilir ve biz de sürekli olarak yerine yenisini koymak durumunda kalırız.
C vitamini aynı zamanda hücrelerimizin DNAsına bakan ve bizi cildimizi buruşturan serbest radikallere karşı koruyan bir antioksidandır. Bu sayede yaşlanma işaretlerinin önlenmesine yardımcı olur ve aynı zamanda kolajenlerin sentezlenmesini hızlandırır.
Portakaldan hangi yollarla faydalanabiliriz?
1. Her gün balla portakal yiyin
Güne bir bardak ılık limonlu su içerek başlayabilirsiniz, ancak öğle yemeği için gün ortasında, kabukları soymuş, dilimlenmiş bir portakalı bal ile beraber tüketebilirsiniz.
2. Portakal kabuğundan yapılmış doğal tonik
Malzemeler
•3 portakalın kabuğu
•1 litre su
Hazırlanışı
•Bu tonik cildinizi güçlendirmek için idealdir, peki nasıl hazırlanır? Üç portakalın kabuğunu alıp bir litre su içinde kaynatın, en az 20 dakika iyice pişirin.
•Ardından, ocağın altını kapatın ve bir saat kadar bekleyin. Daha sonra içindekileri süzün ve bu tonik suyunu cam bir şişenin içine koyup buzdolabında bekletin.
•Bu taze portakal suyunu günde 3 defa, bir pamuk yardımıyla suratınıza uygulayın. Cildiniz temizlenir ve güçlenir. Tüm gün boyunca cildinizin üzerinde de bırakabilirsiniz, durulamaya gerek yok. Ayrıca kalçalar veya karın gibi, vücudunuzun derisini güçlendirmek istediğiniz her türlü bölgesine de uygulayabilirsiniz.
2. Üzüm, kiraz ve avokadodan asetilsalisilik asit (aspirin)
Bu tür asetilsalisilik asit yönünden zengin meyveleri düzenli olarak yemeye alışıksanız, cildinizin yavaş yavaş ne kadar güzelleştiğini de fark edeceksiniz. Bu meyveleri doğal formunda ya da sularını sıkıp yiyebilir veya ev yapımı kremleri kullanarak da özelliklerinden faydalanabilirsiniz.
Peki içinde en fazla asetilsalisilik asit bulunan meyveler nelerdir? Aşağıdakileri günlük beslenmenize her zaman dahil etmek için mutlaka bir yere not edin:
•Avokado
•Kırmızı üzüm (içlerinde daha çok tannin bulunur, bu sebeple cildinize yardımcı olan daha çok antioksidan içerirler)
•Kiraz
•Mandalina
Asetilsalisilik asit yönünden zengin gıdalardan en çok faydayı nasıl sağlarım?
avokado
•Kahvaltıda kırmızı üzüm yiyin, kabuklarını asla soymayın. Asıl faydaları kabuklarındadır.
•Her fırsatta ve mevsimlerinde bol bol kiraz yiyin. Her gün öğle yemeğinden sonra günde yalnızca 10 tane yemek de yeterlidir. Cildinizi güçlendirmenin yanı sıra, eklem yangısının tedavisine de yardımcı olurlar.
•Mandalina suyunu gün ortasında içmek en idealidir. Taze sıkılmış olarak için.
•Avokado cilde çok iyi gelir. Ancak kalori endeksleri yüksek olduğundan, en iyisi her gün bir yarım avokado yemektir. Ayrıca, blogumuzda da sık sık yer verdiğimiz gibi, cildinizi sıkılaştırmak için avokadodan kendinize yüz maskeleri hazırlayabilirsiniz.
3. Kolajen stimülantları çilek ve karpuz
Kolajen yalnızca hayvansal kaynaklardan elde edilebilen bir proteindir. Ancak, vücudumuza kolajeni üretmesi ve sentezini teşvik etmesi için yardımcı olan birçok gıda bulunur. Kırmızı ya da beyaz et yiyebilirsiniz veya kendinize jelatin ile tatlı yapabilirsiniz. Yüksek antioksidan, su ve vitamin içerikleri sayesinde cildinizi sıkılaştıracak şu iki meyveden de faydalanabilirsiniz.
•Karpuz
•Çilek
Karpuz ve çileğin faydalarından nasıl yararlanabilirsiniz?
karpuz-greyfurt
•Çilek ve karpuzun mevsimi geldiğinde, bu meyveleri doğal formlarında ya da lezzetli smoothielerin içinde rahatlıkla tüketebilirsiniz. Bu meyveler, kolajen üretiminin aracılığını üstlenirler ve ayrıca yüksek su yüzdelikleri sayesinde cildinizin nemlenmesine yardımcı olurlar. Mümkün olduğunca sıklıkla tüketmeye çalışın.
kaynak: sağlığa bir adım

23 Temmuz 2016 Cumartesi

Kırışıklık giderici kakao maskesi yüz botoksu


Kırışıklık giderici kakao maskesi yüz botoksu etkisi ile kaz ayaklarını yok etmede oldukça etkilidir. Kakao içerdiği antioksidanlar ile kırışıkları gidermede etkili bir gıda maddesidir.

Normalde lezzetli kekler ve kurabiyeler yapılırken kullanılan çikolata aynı zamanda güzellik ve kozmetik amaçlı da kullanılıyor. Kakao ayrıca bakterilere karşı da koruyucu kalkan oluyor vücutta.

İşte kırışıklık giderici botoks etkili maske için gerekli malzemeler:

Bir adet avokado
3 yemek kaşığı kakao tozu
2 çay kaşığı bal
1 çay kaşığı tarçın

Yapılışı:

Avokadoyu soyun ve bir kaseye koyun. Bir çatal ile iyice ezin ve üzerine diğer malzemeleri ekleyin. İsteğe göre blender veya mutfak robotu da kullanabilirsiniz. Pürüzsüz bir macun elde edene kadar ezmeye devam edin.

Bu maskeyi haftada iki kere uygulayın.

Nasır oluşumunu önlemenin yolları


Vücudun bütün yükünü taşıyan ayaklarımız, gün sonunda yorgunluk, ağrı ya da nasır gibi sorunlarla karşılaşıyor. Nasırları bu sorunların en rahatsız edicilerinden sayabiliriz. Peki nasır oluşumundan kurtulmak için neler yapabiliriz?
Doğru ayakkabı ve çorap giymek, ayaklarınıza düzenli olarak bakım yapıp nemlendirmek nasırların yok edilmesine yardımcı olabilir. Düzenli olarak bu uygulamaları yaparsanız, nasır oluşumunu da önleyebilirsiniz.
İşte ayaklarınızdaki nasırlardan kurtulmanın yolları’
1. Düzenli olarak ayaklarınızı ıslatın. Ayağınızda nasır varsa, kuru ve ölü deriyi yumuşatmak için düzenli olarak ayaklarınızı ıslatın. Ilık su ve yumuşak sabun dolu bir leğen içinde ayaklarınızı bekletin. Bu sayede cilt yumuşayacak ve nasırın kaldırılması daha kolay hale gelecektir. Ayak banyosu sırasında sıcak su yerine ılık su kullanmaya özen gösterin. Sıcak su ayaklarınızın kurumasına neden olabilir.
2. Bir ponza taşı veya ayak törpüsü ile nasırı kaldırabilirsiniz. Önce ayaklarınızı su ve sabun dolu bir leğende ıslatın. sonra ponza taşı ve ayak törpüsü ile ayağınızdaki nasırın üzerini ovun. Ayağınızı yumuşattığınız için nasır çok daha rahat kalkacaktır. Ayağınızı temizledikten sonra nemi kilitlemek için mutlaka nemlendirici sürün.
3. Ayaklarınızı nasır oluşumundan korumak için ayakkabı ve çorap tercihlerinize dikkat etmeniz gerekir. doğru ayakkabı giymiyorsanız, ayakta nasır oluşumunu önleyemezsiniz. Eğer ayağınızda nasır varsa o zaman ayakkabı giyerken ayak pedleri kullanabilirsiniz. Bu pedler farklı boyutlar ve şekillerde bulunuyor. Sizin için en uygun pedi kullanın. Ancak ilaçlı pedlerden uzak durun.
4. Doktorunuza görünün. Nasırınız ağrılı ve şiş bir duruma geldiyse o zaman herhangi bir şey yapmadan önce mutlaka doktora gidin. Aksi halde nasırın enfeksiyon kapmasına neden olabilirsiniz. Bu durum başınıza daha büyük işler açabilir.
5. Nasır çıkarma ilacı da kullanabilirsiniz. Bu konuda doktorunuz size önerilerde bulunabilir. % 40 salisilik asit çözelti içeren küçük nasır pedleri direkt olarak nasır üzerine uygulanabilir ve nasırı daha kolay bir şekilde çıkarabilir. Ne sıklıkta ve nasıl uygulayacağınızı doktorunuz size anlatabilir. Salisilik asit jel daha büyük nasır alanları için uygulanmaktadır.
6. Ismarlama ayakkabı giyin. Nasır nedenlerinden biri de ayak deformasyonudur. Eğer sizin de böyle bir sorununuz varsa o zaman ısmarlama ayakkabı giymeniz daha doğru olacaktır. Ayak şeklinize göre yapılmış bir ayakkabıyı giyerseniz, nasır oluşumunu da önleyebilirsiniz.

Hindistan cevizi sütünün cildinize olan 5 yararı


Hindistan cevizi sütü, zengin vitamin ve kalsiyum içeriği, kremsi dokusu ile alternatif bir güzellik ürünü olarak kabul ediliyor. Cilt için oldukça avantajlı olduğu tespit edilen Hindistan cevizi sütünün pek çok faydası bulunuyor.
Cildi nemlendirir
Taze Hindistan cevizi sütünün, yaklaşık yarım saat cilt üzerine uygulandığında büyük bir nemlendirici gücü bulunyor. Pürüzsüz, yumuşak bir görünüm sağlarken, aynı zamanda kurulukla da mücadele ediyor. Cilt kuruluğundan kurtulmak için banyo suyunuzun içine Hindistan cevizi sütü ekleyerek rahatlatıcı ve nemlendirici bir banyo keyfi yapabilirsiniz. Dilerseniz lavanta yağı ve gül suyu da ekleyebilirsiniz.
Etkili bir makyaj temizleyici
Yoğun makyaj yapıyor ve günün sonunda kimyasallardan uzak doğal ürünlerle makyajınızdan kurtulmak istiyorsanız, seçiminiz kesinlikle Hindistan cevizi sütü olmalı. Daha etkili sonuçlar almak için Hindistan cevizi sütünün içine Hindistan cevizi yağı ve bebe yağı da ekleyebilirsiniz. Böylece kimyasallardan uzak cildinizi temizlerken hem nemlendirmiş hem de beslemiş olacaksınız.
Yaşlanmayı geciktirir
İçerdiği yüksek miktarda C vitamini sayesinde cildin esnekliğini muhafaza ediyor, ince çizgilerin ve kırışlıklıkların artmasını önlüyor. Düzenli olarak kullanıldığında ise yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunuyor.
Cilt hastalıklarında tedavi edici
Sedef ya da egzama gibi bir takım cilt problemleriniz varsa Hindistan cevizi sütü bu problemleri belirli bir seviyede tedavi ediyor. Düzenli olarak kullanıldığında cilt kuruluğundan şikayet edenler için de etkileyici bir özelliği bulunuyor.
Güneş yanıklarına karşı koruyucu
Yazın güneş yanıkları ve soyulmaların çözümü de yine hindistan cevizi sütünden geçiyor. Hindistan cevizi sütü kızarıklığı azaltıyor ve iyileşme sürecini hızlandırıyor.

Saçlar en çok eylül ve ekim aylarında dökülüyor


Saç dökülmesinin nedenlerinden biri de kendi yaşam döngüsüdür. Saçlarımız belirli zaman aralıklarında dökülür. 3 ay dinlenen saç kökü tekrar saç çıkarır. Bu saçın kendini yenilemek için yaptığı gerekli bir döngüdür. Saç Ekim Türkiye ve Çevre Hastanesi Saç Ekim Koordinatörü Fatoş Can, vücudumuzun doğal saç döngüsü ile ilgili bizleri bilgilendiriyor.
Saçlarımızın üç yaşam evresi bulunur. Bu evreler’
Anajen’ Bu dönem 2 ile 6 yıl sürer. Saç bu dönemde aktif olarak uzar.
Katajen’ Bu dönem 1 ya da 2 hafta sürer. Bu süreçte saçı ”yapan” dermal papilla hücresi kökten ayrılır. Bu kök, yeni anajen fazına girerken dökülecektir ancak bu dönemde dermal papilla saçlı derinin altında kalır.
Telojen’ Bu dönem 2 ya da 4 ay sürer. Bu süreçte saç ”hasat” zamanı yaşar; uzamaz ancak incelmemiş ya da tamamıyla dökülmemiştir; sadece, tam anlamı ile dinleniyordur.
Bu döngü tamamlandığında dermal papilla hücresi tekrar saçlı derinin yüzeyine yaklaşarak eski telin dökülmesini, yeni bir saç telinin oluşarak anajen fazda uzamasını ve kaldığı yerden yaşam döngüsüne devam etmesini sağlar.
Saç dökülmesi en çok eylül ve ekim aylarında görülüyor
Yapılan araştırmalara göre, saçlarımız en çok eylül ve ekim aylarında dökülüyor! Bunun nedeni ise saçlarımızın temmuz ayında telojen fazına girmesi. Eylül ayından yaklaşık 100 gün sonra yani Sonbahar’da da yeni saç yapımına başlayan dermal papilla eski saç tellerinin dökülmesine vesile oluyor. Saçın telojen faza yazın ortasında girmesini ise bilim insanları birkaç nedene bağlıyor. Yaz boyunca güneş saç evrimini hızlandırıyor ve yaz sonunda saçlarımızda hızlı yenilenme süreci başlıyor. Diğer bir neden ise iklimin ve toprağın mevsimsel değişikliğe uğraması ile meyvelerdeki vitamin ve asit baz dengesi değiştirmesi. Vücut bu değişikliklere alışana kadar saça ihtiyacı olan Çinko vitamin ve bazı amino asitlerin eksikliğini yaşıyor.
Her yıl ağustos ayında bakım yapın
Saçlarımıza her yıl ağustos ayında vitamin mineral desteği verirsek sonbaharda dökülme daha minimal seyreder! Bu dönemsel dökülmenin ardından yeni saçlarımız uzamaya başlar. Bazı yoğun saç dökülmelerini sonbahardaki gibi alışılmış dökülmelere bağlayıp çok uzun zaman eski haline dönecek olmasını beklemek doğru bir karar değildir. Özellikle kadınlarda hormonlar, tiroid yetmezlikleri, erkeklerde ki yoğun spor, ağır diyet durumları saçlar için ALARM durumu kabul edilerek ihmal edilmemeli ve saç konusunda uzman bir doktora danışılmalıdır.

Göz altı kapatıcısının doğru kullanımı


Kapatıcılar özellikle de yorgun ve uykusuz kalmış gözlerinizi makyaja hazırlamak ve dinlenmiş göstermek için mutlaka kullanmanız gereken önemli makyaj malzemelerindendir. Kapatıcı sürmeden önce yapmanız gereken ilk ve en önemli şey ise cildinizi nemlendirmek. Cildinizi nemlendirmek uygulayacağınız kapatıcının cildinizde daha kolay dağılmasını sağlar. Eğer iyi bir nemlendirme sağlamazsanız kapatıcı gün içinde pul pul olup kötü bir görüntüye sebep olabilir.
Kapatıcı nasıl uygulanır
Kapatıcı sürerken fırça ya da sünger kullanmanız parmak uçlarınızı kullanmaktan daha etkili bir yöntemdir. Özellikle kapatıcı kullanımı için üretilmiş olan fırçalar, kapatıcının yüzde doğal bir şekilde durmasını sağlar. Kapatıcıyı uygularken yalnızca göz altı değil ters V şeklinde göz altına bir hat oluşturarak sürmeniz daha aydınlık ve fresh bir göz çevresi görüntüsü yaratır.
Kadinvekadin.net özel haberidir.

Yüz temizleme mendillerinin doğru kullanımı


Makyaj çıkarma ya da yüz yıkama konusunda üşenen kadınların kurtarıcısıdır yüz temizleme mendilleri. Ancak onları kullanmanın da bir adabı olduğunu biliyor musunuz?
İşte yüz temizleme mendillerini doğru kullanmanın püf noktası…
Hollywood ünlülerin dermatoloğu Debra Luftman yüz temizleme mendillerinin doğru kullanımını şöyle anlattı’ “Önemli olan yüz temizleme mendilini alnınızdan çenenize doğru silmeniz. Böylece yüzünüzün etrafına ne daha fazla yağ ne de bakteri sıçratıyorsunuz. Burnunuz en yağlı bölgelerden biri olduğu için orayı bırakın. En son silin.”

Fantastik makyajın incelikleri


Fantastik makyaj iddialı bir makyajdır. Doğru makyaj malzemelerini doğru sıralama ile kullandığınızda istediğiniz görünümü elde edebilmeniz mümkün.
Fantastik makyaj için hangi malzemeler kullanılır
Fondöten, göz altı kapatıcısı, nemlendirici, transparan pudra, aqua far çeşitleri, karşıt renklerde toz far çeşitleri, sim, takma kirpik, allık, ruj, kaş kalemi, kaş tarağı, ruj ve far sürmek için makyaj fırçaları, dudak parlatıcısı.
Fantastik makyajın aşamaları
İşte başlıyoruz…
– İlk yapmanız gereken, makyajdan sonra ağırlaşacak cildinizi korumak için nemlendirici sürmektir.
– Nemlendirici üzerine fondöten sürerek cildinizdeki renk farklılıklarını örtün.
– Makyajı sabit renkte bir cilde uygulayabilmek için göz altı kapatıcısı kullanın.
– Göz altınıza açık renk transparan pudra sürün ki toz farlar göz altlarınıza dağılmasın.
– Parlamayı önlemek için yüzünüze koyu renk transparan pudra sürün.
– Göz kapaklarınızı dikey olacak biçimde üçe bölün. Karşıt renkte farları yan yana sürün.
– Alt ve üst kirpiklerinizin diplerine aqua farı eyeliner gibi sürün.
– Göz kapaklarınızın bittiği yere farklı bir renkte far kullanarak çizgi çekin ve bu çizgiyi hafif dağıtın.
– Göz kapaklarınıza sim sürün.
– Takma kirpiklerinizi özenle takın.
– Kaş kalemiyle kaşlarınızı doldurun ve kaş tarağı ile şekil verin.
– Sıra kirpiklerde; rimelinizi sürün.
– Elmacık kemiklerinize allık sürüp biraz dağıtın.
– Ve son olarak ruj ve parlatıcınızı sürün.
Fantastik makyaja uygun saç modelleri
Fantastik makyaj yaptıysanız iddialı bir saç modeli seçmeniz gerekir. Kâkül kesilmiş siyah düz saçlar size aynı zamanda gotik bir hava verir. Kabarık veya punk etkisi taşıyan saç modelleri de fantastik makyajla oldukça uyum sağlar. Sprey boyalar kullanarak saçlarınızı dilediğiniz renklere boyayabilirsiniz.

Microblading yöntemi ile ilgili merak edilen şeyler


Kişisel bakımına ve güzelliğine önem veren insanların kullandığı ürün ve yöntemlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Özellikle saç ve kaşlarımız yüzümüzün tamamlayan öğeleri olmaları sebebiyle yeniden yapılandırılma ihtiyacına gerek duyuyorlar. Bu noktada saçlarımız için saç ekimi kaşlarımız için ise kalıcı makyaj devreye giriyor. Doğal kaşlara sahip olmak, seyrekleşen ve saç ekimine uygun olmayan saçlarımızın yerini doldurmak için yeni yöntemler kullanılmaya başlandı. Bu yöntemlerden biri de Microblading.
Saç Ekim Türkiye ve Çevre Hastanesi Saç Ekim ve Estetik Medikal Direktörü Fatoş Can, microblading ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Microblading ileri kaş ve saç rekonstrüksiyon 3D kıl tekniği uygulamaları ile kaşlara ve saçlara manuel yöntemle yapılan yarı kalıcı, kaş ve saç yoğunlaştırma, efekt ve şekil verme sanatı olarak karşımıza çıkıyor. Seyrekleşen ya da kellik yaşanan saç ekimi yapılamayan saçlarda kullanılan bu uygulama özel olarak geliştirilmiş cihazla özel hazırlanan boyaların saç problemi yaşanan yerlere minik efektlerle uygulanması şeklinde gerçekleşiyor. Bu işlem; saçı dökülmüş olanlar, saç ekimine müsait olmayanlar, seyrelmiş bölgeleri yoğunlukta olanlar, saç ekimi yaptırmış ve istediği verimi alamayanlar tarafından tercih ediliyor. Uygulama saç ve/veya kaş olan fakat seyreklik gösteren bölgelere uygulanarak son halini alıyor. Yapılacak işlemde steril ve tek kullanımlık bir iğne ile doğal ve mineral renklerin deri yüzeyinin hemen altına yerleştiriliyor. Bu alerjik olmayan, ciltlerde özellikle yüz ve vücut kullanımı için özel üretilmiş olup, herhangi bir katkı maddesi içermiyor.
Doğal bir görünüm elde etmek mümkün
“Microblading uygulamasında ortaya çıkan sonuç ile gerçek kaşınızla ayırt edilemez. Uygulanan bu teknik ile doğal kıl görüntüsü verilir.”
Bu teknik yapılacak Microblading uygulaması için hazırlanmakta olan pigmentlerle yapılmalıdır. Cihazla yapılan uygulamalarda pigmenti cilde kalıcı makyaj cihazı yerleştirmektedir. Microblading de ise manuel bir uygulama yapılmasından dolayı durum kalıcı makyaja göre çok farklıdır. Mikroblading’de kullanılan pigmentler, boya maddeleri de zamanla hücrelerin fizyolojik fonksiyonu ile yok olurlar. Hücre, pigmenti içerisine alır, parçalar ve yok eder. Mikroblading 2-5 senede yok olur, ancak yine de bu durum cilt tipi ile bağlıdır, bazı ciltlerde pigmentler tamamıyla yok olmaz hafif belli belirsiz kalabilir. Kullanılan boyalar organik olduğundan insan sağlığı için herhangi bir tehdit söz konusu değildir. Altın oran konusunda ise rekonstrüksiyon yeniden yapılandırma işlemidir oysaki yüzde yer alan kasların yapılandırılması cerrahi yöntemlerle bile pek de mümkün değildir. Gerçekleştirilecek yöntem ile olması gereken ve uygun olan en yakın simetriyi uygulamalı, oran tutturulmak isterken kişilerin telafi edilemeyecek ya da mutsuz olacakları sonuçlar baştan engellenmelidir.
Microblading’te hangi yöntemler kullanılıyor
1) Microblading 3D Kıl Tekniği Kaş – Japon Metodu %100 doğal kaş görüntüsü
2) Permanent Micro Point (Mikro Noktalar Özel Çalışma)
3) Permanent Micro Simulacrum (Mikro Gölgeler Özel Çalışma)
Çoğunlukla Kalıcı Kaş Çalışması Yaparken Microblading 3D Kıl Tekniği İle Yapıyoruz. Uygulama Duruma Göre Farklılık Arz Edebiliyor. Bazı Kaşlarda Tüm Teknikleri Uyguladığımızda Olabiliyor. Mühim olan doğal görüntüyü yakalamak. Tüm Teknikler başarılı bir şekilde bir kişide de uygulanabilir. Hem kıl tekniği hem de micro point aynı anda uygulanabilir. Ya da üç teknik birden uygulanabilir.
Kıl tekniğiyle doğal kıl görüntüsü verilmeye çalışılır. Profesyonel bir kalıcı makyaj kıl tekniğiyle yapılan kaş kontüründe neredeyse gerçek kaşınızla ayırt edilemez.
Mikro pigmentasyonda kullanılan pigmentler, boya maddeleri, zamanla hücrelerin fizyolojik fonksiyonu olan FAGOSİTOZ ile yok olurlar. Hücre, pigmenti içerisine alır, parçalar ve yok eder. Mikro Pigmentasyon 2-5 senede yok olur, ancak yine de bu durum cilt tipi ile bağlıdır, bazı ciltlerde pigmentler tamamı ile yok olmaz hafif belli belirsiz kalabilir. Kullanılan boyalar organik olduğundan insan sağılığı için herhangi bir tehdit söz konusu değildir.
Uygulama sonrası renk kaybı neden olur
1- Mikro Pigmentasyon Kalıcı Makyaj uygulamasının ömrü cilt tipine göre de farklılık gösterir. Kimi cilt yağlı, kimi cilt kuru kimisi karma cilt dediğimiz cilt tipine sahiptir.
2- Mikro Pigmentasyon uygulaması yapıldıktan sonra çok ince bir kabuklanma olur. Uzman kişinin önerdiği krem ile bakımı tamamlanmalı ve kabuk soyulmamalıdır. Kabukları erken soyarsanız uygulamanın ömrünü kısaltırsınız.
3- Skatrizasyona (cildin kendini yenileme özelliği )Her cilt yapısı farklıdır ve cildin belli dönemlerde kendisini yenilediği bilinir. Bu durum uygulamanın ömrünü kısaltır ve kalıcı makyajın renginin zamanla açılmasına sebep olur.
4- Sürekli olarak güneşlenmek veya solaryuma girmek yapılan kalıcı makyajın ömrünü kısaltacaktır. Mümkün olduğu kadar Kalıcı makyaj yapılan bölgeyi güneş ışınlarından korumak gerekir. Korunursa renk kaybı kısa süre içerisinde olmayacaktır. Güneşlenmeden önce yüksek faktörlü bir krem ile önlem alınmalıdır.
5- Pigmentlerin Korneum tabakasına uygulamanın doğru yapılmamasından kaynaklanır. Kalıcı makyaj uygulamasının belli standartları vardır. Kalıcı makyajı yapan kişini Uzman ve en az 5 yıllık deneyimi olması, tecrübeli olması gerekir.

Muhteşem bir cilt için 4 doğal yol


Yüzünüzü temizlemek, nemlendirmek ve sıkılaştırmak için kozmetik ürünlerine servet ödemek ya da cildiniz için kimyasalları kullanmak zorunda değilsiniz. Doğal yollarla muhteşem bir cilde sahip olmak için sadece 10 dakikaya ihtiyacınız var!
İşte başlıyoruz…
4 doğal cilt bakım tarifi
1- Toz şeker – limon’
Bir tatlı kaşığı toz şekere birkaç damla limon damlatıp karıştırın. Yüzünüze masaj yaparak sürün. 10 dakika sonra ılık suyla yıkayın. Şeker taneleri gözeneklerinizin açılmasına yardım edererk yağı dağıtır, limon ise cildi yağdan arındırır. Eğer cildiniz çok kuruysa sadece T bölgenize yani alın ortası ile burunu kapsayan bölgeye limon sürün. Bu durumda yüzünüzün kalan kısmına, birkaç damla su ilave ettiğiniz toz şeker yedirmeniz yeterli.
2- Ballı masaj’
Gözeneklerinizi açmak, cildinizi siyah noktalardan ve yağdan arındırmak için yüzünüze 1 tatlı kaşığı bal ile masaj yapın. 10 dakika sonra yıkayın.
3- Zeytinyağlı bakım’
Yemek yaparken kullandığınız zeytinyağı cildinize ihtiyacı olan nemi kazandırmakla kalmaz, cildinizi besler, onarır. 10 dakika bekledikten sonra yıkadığınızda cildinizin yumuşadığını, sıkılaşıp toparlandığını çizgilerinizin hafiflediğini göreceksiniz. Eğer cildiniz yağlıysa zeytinyağına birkaç damla limon damlatabilirsiniz.
4- Avokado’
Lezzetli bir meyve olduğu kadar cilt için mükemmel bir nemlendiricidir. Yumuşak bir avokadoyu avucunuzun içinde bıçak yardımıyla ezip krem kıvamına gelince yüzünüze sürün. 10 dakika bekledikten sonra yüzünüzü yıkayın.

Zamana meydan okumak için 5 ipucu


Yaşlanmayı durdurmak yaşının iyisi olmak herkesin istediği. Bu başarıyı sağlamak ise, cilde ve bedene doğru şekilde bakmaktan geçiyor.
Yaşlanmayı Reddet adlı kitabı ile estetik cerrahiden, medikal uygulamalara, yaşlanmayı durdurma tüyolarından, hasta hikayelerine kadar, güzellik ve gençlik koruyuculuğunu geniş bir perspektifte ele alan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, 5 adımda zamana meydan okumak için ipuçları veriyor’ “Alacağınız basit önlemlerle, yaşınızın iyisi olmanız mümkün!”
Güneşten korunun
UV koruması bir zorunluluktur, güneşin zararlı ışınlarından daha başka hiçbir şey cildinizi bu denli çabuk yıpratamaz. Güneşten korunmayan bir cilt, yaşlanmaya ve deri kanserine davetiye çıkarır. Aslında yapacağınız çok basit bir uygulamadır. Güneş gören yerlerinizi SPF’si yüksek kremlerle ve mevsimine uygun kıyafetlerle korumaktır. Güneş koruyucu kremleri gün içinde yenileyin ve güneşe çıkmadan 20 dakika önce sürün.
Sigara içmeyin
Sigara yavaş yavaş, fark ettirmeden öldüren zararlı bir alışkanlık. Cilt üzerinde yaptığı tahribat ise son derece kuvvetli. Sigara içiyorsanız, yaklaşık 4000 zararlı maddeyi, nefes yoluyla bedeninize alırsınız ve nikotin kan damarlarını daraltır. Bu da kırışıklık ve çizgilerin erken yaşlarda görünmesiyle sonuçlarınır. Ayrıca bu toksinler cildin esnekliğini bozar, cildi kurutur. Sizi en az 5 yaş yaşlı gösterir. Sigara kullanıcılarının bu alışkanlığı bir an evvel terk etmesini öneriyorum.
Yeterince uyuyun
Uyku bedenin yeniden şarj olması gibidir. Ne çok, ne az… Doğru olanı kaliteli ve yeterince uymaktır. Uykusuzluk, bedenin kendini onarmasını önlüyor. Cilt donuk, parlamayan bir görüntüyle canlılığını yitiriyor ve ayrıca gözaltında mor halkalar beliriyor. Doğru yastık, doğru yatak seçimi ve özellikle karanlık bir ortamda uyuma alışkanlığı cildinize ve bedeninize son derece faydalı.
Doğru beslenin, egzersiz yapın
Karbonhidratlı gıdalardan kaçının. Meyveler ama özellikle sebzeler ve hatta sebze suları cildinizin en büyük dostu. Bunlar antioksidan içerikleriyle cildinize tazelik katar. Spor ise bedendeki toksinlerin ter yoluyla atılması için son derece faydalı. Beden daha fazla oksijen alıyor, kan dolaşımı artıyor, bunun da cilde yansıması muazzam bir genç görüntüyle birlikte geliyor.
Kaliteli bir krem kullanın
“Örümcek Ağı kremini çıkarmış olmamdaki en büyük neden, insanların evde pratik bir şekilde uygulama yapabilecekleri, yaşlanma belirtilerinin önüne geçebilecekleri bir yardımcı sağlamaktı. Cildin kaliteli bir kreme ihtiyacı vardır. Saydığım bu 5 maddeyi hayatına aksettiren ve doğru bir kremle cildine takviye yapan herkes zamana meydan okur” diyen Op. Dr. Cihantimur, güzellik koruyuculuğunun ilk adımlarının evde başlayacağını söyledi.

Cilt Yenileyici Peeling


Peeling, cildi yenileyici ve gençleştirici bir etkiye sahip olan bakım uygulamasıdır. Hızla geçen yıllar ve dış etkenler nedeni ile cildimiz canlılığını, rengini ve esnekliğini kaybedebilir. Yüzümüzde ve boyun bölgemizde çeşitli faktörler sebebiyle lekelenmeler, sivilce ve siyah noktalar, pullanmalar, renginde değişiklikler, gözaltında morluklar ve halkalar, kırışıklıklar ve sarkmalar gibi pek çok farklı problem ortaya çıkabilir. Ancak tüm bu problemler nedeni ile cilt bakım uzmanlarına ya da güzellik salonlarına giderek yüzlerce lira harcamaya gerek kalmamaktadır. Zira artık bayanlar evde kendi bakım uygulamalarını kendileri yapmakta ve hem kolay ve doğal, hem de ucuz tariflerden yararlanmaktadırlar.
Hücre Yenileyici Peeling Uygulamaları
Kışın soğuğu, rüzgârı, yazın güneşi, denizi, makyaj artıkları, sigara ve alkol ve daha pek çok farklı sebeplerden dolayı cildimiz yıpranıp sağlığını kaybedebilmektedir. Bu nedenle düzenli olarak cilt bakımları yapmalı ve asla gerekli bakımları ihmal etmemeliyiz. Bakımların dışında da cildimizi kirlerden ve ölü hücrelerden arındırmak maksadıyla cilt yenileyici peeling uygulaması yapmamız da gerekmektedir.
Cilt yenileyici peeling uygulamasının amacı üst derinin hasar görmüş tabakalarını kaldırarak sağlıklı tabakayı ortaya çıkarmak ve cildi canlandırmaktır. Peeling uygulaması sonrasında cilt uyarılmakta ve yeni hücre oluşumu hızlanmaktadır. Bu sayede de cilt daha sağlıklı, parlak ve pürüzsüz bir görünüm kazanmaktadır.
Cilt yenileyici peeling aynı zamanda kırışıklık, yaşlanma belirtileri, cilt kuruluğu, genişlemiş gözenekler, cilt yorgunluğu, cilt lekeleri, çatlaklar gibi pek çok sorunun da üstesinden gelmeye yardımcıdır. Evde kolay bir şekilde hatta evdeki malzemelerle hazırlayabileceğimiz peeling uygulamaları hem zaman hem de para kaybetmemizi önlemek adına mükemmel sonuçlar doğurmaktadır. Bir kaba 1 yemek kaşığı bal, 1 yemek kaşığı yoğurt, 1 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 yemek kaşığı rendelenmiş havuç alınır. İyice karıştırılan malzemeler cilde masaj yapılarak yedirilir. 20 dakika beklettikten sonra da ılık su ile durulanarak temizlenir. Özellikle de hassas ciltler için uygun olan bu peeling uygulaması haftada bir kez uygulanması sonucunda mükemmel bir cilt yapısı sağlamaktadır.
Cilt yenileyici peeling cilt bakımı için olumlu sonuçlar doğursa da zaman zaman da cilde zarar verebilmektedir. Özellikle de hassas cilt yapısına sahip kişilerin peeling uygulaması için dikkatli davranmalarında fayda vardır. Cilde olumsuzluklar sağlamaması açısından peeling uygulamasının en doğru zamanı bahar mevsimidir. Güneşin zararlı ışıklarının tam olarak güç kazanmadığı bahar mevsiminde peeling uygulamak cildin zarar görmesini önleyecektir.
Hücre yenileyici peeling tarifleri arasında bir de yumurtalı ve elmalı peeling uygulaması bulunmaktadır. Bu uygulamada 1 adet elmanın suyu sıkılıp içerisine 1 yumurtanın beyazı eklenir ve çırpılır. Daha sonra ise 1 tatlı kaşığı krema eklenerek harmanlanır. Hazırlanan karışım temizlenmiş cilde iyice yedirilerek 15 dakika bekletildikten sonra ılık su ile yıkanır. Cildi tazeleyen ve temizleyen bu uygulama, yepyeni ve taptaze bir cilt oluşmasını sağlamak için en ideal yöntemlerden biridir.
Kereviz ve dereotlu peeling yöntemi de bir başka cilt yenileme yöntemidir. 1 tutam dereotu, 1 yemek kaşığı bal, 1 küçük baş kereviz ve 1 yumurta sarısı robota konularak püre haline getirilir. Hazırlanan bu karışım tonik gibi cilde uygulanır ve 15 dakika bekletildikten sonra ılık su ile durulanır. Durulamanın ardından da gülsuyu ile temizleme ve tazeleme işlemi yapılır. Tüm bu peeling uygulaması sonucunda cilt temizlendiği ve tazelendiği gibi ferah ve mükemmel bir yenilenme sağlanmış olmaktadır. Kısacası peeling uygulamak cilt için mükemmel sonuçlar vermekte ve daha genç bir görünüm kazandırmaktadır.
Kaynak: ciltvemakyaj.com